İdare Hukuku, idareye karşı açılacak davalarda uygulanan hukuk dalıdır. Hukukumuzda 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu idare aleyhine açılan davaları kapsar ve düzenler.
İdari Yargılama Usulü Kanununa göre, İdari davalar; iptal davaları, tam yargı davaları ve uyuşmazlık davaları olmak üzere üçe ayrılır. İdare Hukuku temel anlamıyla bu üç dava türü üzerine kurulmuştur. İdare Hukuku davaları temel itibariyle bu üç yolun çeşitli varyasyonlarda uygulanması ile oluşmaktadır.
İdare hukukunda davaların üçe ayrılması ve idare hukukunun usul olarak çok hassasiyet gösterilmesi gereken bir dal olması nedeniyle; idari davanın açılırken konusunun iyi tespit edilmesi gerekmektedir ve davanın süresinde açılması çok önemlidir. Bu durumda Vergi mahkemeleri gibi süreler çok kısadır ve hak düşürücü süre niteliğindedir. Sürelerin başlaması usulü teknik olması nedeniyle, tespiti uzmanlık istemektedir.
İdari davalar niteliği itibariyle genelde oldukça teknik davalardır. İdare hukukuna hakim olan ilkelerin bu davalarda oldukça iyi irdelenmesi gerekecektir. İdare hukukundaki “Eşitlik” gibi birçok ilkenin dava aşamalarında iyi analiz edilip olaya doğru bir bakış açısı ile yaklaşmak gerekecektir. İdari Davalarda idarenin yapmış olduğu işlemlerin “Yetki”, “Sebep”, “Konu”, “Amaç” ve “Şekil” bakımından da doğru olup olmadığı tespit edilmeli ve yapılan işlemlerdeki yanlışlar net bir şekilde belirtilmelidir.
Ofisimiz idari davalarda sahip olduğu bilgi ve birikimi ile müvekkillerini sorunsuz bir şekilde yönlendirerek, İdari sorunlarda; idareye yazılı olarak başvurulması aşamasından dava açılarak karar çıkarılması aşamasına kadar her aşamayı özenle takip etmektedir.